Makale Başlığı: Estetik

Estetik

Yazar: Yrd.Doç.Dr.Özand Gönülal • Eklenme Tarihi: 08.06.2009 • Görüntüleme: 4.533

Özet:
“Estetik nedir?” sorusu bu konuda araştırma yapan birçok araştırmacı tarafından cevaplanmaya çalışılmıştır. Estetik kelimesi karşılığı olan tanımlamanın iki farklı boyutundan söz etmek mümkündür. a)Nesnel boyutu b)Teori boyutu

Kelimeler:
sanat, estetik, estetik nedir, estetiğin tanımı, estetiğin kavramları, nesnel, teori, estetiğin ilgilendiği alanlar, sanat estetiği, sanatta estetik

ESTETİK

“Estetik nedir?” sorusu bu konuda araştırma yapan birçok araştırmacı tarafından cevaplanmaya çalışılmıştır. Estetik kelimesi karşılığı olan tanımlamanın iki farklı boyutundan söz etmek mümkündür.
a)Nesnel boyutu
b)Teori boyutu
Estetiği nesnel boyutu ile betimlemek doğrudan nesnenin nesnel özelliğiyle ilişkilidir ve bu özellikleri belirleyen ve nesneyi oluşturan unsurların uyumu olarak tanımlanabilir.

Teori boyutu ise, doğrudan sanat felsefesi ile ilişkilendirilerek, felsefenin bir kolu olarak ele alınmaktadır. Bu bağlamda estetik sözcüğü bir terim olarak 18.yüzyıl ortalarından itibaren Baumgarten tarafından yayınlanan Aesthetica adlı kitabı ile kullanılmaya başlamıştır. Baumgarten anlam içeriklerinin duyusal bir biçimde iletildiği somut bir bilgi alanını belirtmek için estetik sözcüğünü kullanmıştır. Kant ise, estetiği insanda bir şeyin güzel olduğu duygusunu uyandıranın ne olduğunu belirlemeye çalışan bir felsefi bir teori olarak tanımlamıştır.

Baumgarten’in hocası Wolff’a göre, insan varlığının doğru biçimde düşünüp çözümlemeyi sağlayan mantıksal yanı ile arzularını ve isteklerini doğru biçimde egemenliği altına almayı sağlayan yanı vardı.

Ancak Baumgarten insan varlığının duyu ve duygu yanını ortaya koyarak, bu yanı ile olan bilgiye estetik bilgi adını verecektir.
Estetik kendisini bir bilgi olarak belirlerken tamamı nesne ile insan varlığı arasında, insan varlığının duyu organları aracılığıyla algılanan verilere dayanan açık seçik bir boyutu vardır. Bu boyut nesnenin nesnel özellikleri ile tamamı somut verilere dayanır. Bu veriler de yukarıda söylediğimiz gibi nesneyi oluşturan unsurların birbirleriyle uyumu doğrultusundaki duyumlardır.

Ancak bu açık seçik, somuta yani nesneye dayalı duyumlar yeterli değildir. İnsan varlığının organik duyumsal boyutunun dışında benlik boyutuyla ilişkili kavramayı açıklayan üst evresi bulunmaktadır. Bu evre farklı kavrayış boyutunu ifade etmektedir. Açık seçik olmaktan öte daha karmaşık, yalın olmayan ve somut bilgilerdir. Dolayısıyla estetik nesneye ilişkin somut bilgilerle, nesneye ilişkin duyumların yoğrulduğu yüksek benlik boyutuyla ilişkili olan bilgiler vardır. İşte sanat olgusunun gerçekleştiği boyut buradadır. Sanat bilimi ya da estetik doğrudan bu alanla ilgilidir.

Bu noktada estetik ve sanat bilimi ayrımlarını da ortaya koymak gerekmektedir. Estetik genel geçer çerçevede güzel fikrini çözümlemek, güzeli oluşturan sırları açığa çıkartmak, insana haz ve heyecan veren biçimlerin yaratılmasında temel oluşturan yöntem ve formülleri belirleyen, felsefenin bir kolu olarak tanımlanabilir.

Estetik, güzel olanın varlık alanıyla ilgilendiği gibi sanat olgusunun var olduğu nesnenin varlığıyla da ilgilenmektedir. Dolayısıyla Estetik sadece güzel olanın değil, insanın sanata ilişkin yaratma süreçlerinden sonra ortaya koyduğu nesneye ait saptanabilen tüm estetik değerlerin zenginliğini araştıran bir bilimdir.
Sanat bilimi, insanın estetik etkinliğinin özel formlarını, sanatın temelinde yatan nesnel düzenleri irdeleyen, ortaya koyan bir sosyal bilim disiplinidir. Özellikle yüzeyde ve hacimle sanat alanlarındaki faaliyetlerin ilgi alanı içine girmektedir. Sanat bilimi, sanat psikolojisi, sanat sosyolojisi, sanat felsefesi ve sanat tarihi ile doğrudan ilişkilidir. Bu bilim disiplinlerinin sanat olgusuna ilişkin ortaya koyduğu verilerin sentezi, sanat bilimi tarafından yapılmaktadır.

Estetik, kaynağını güzele ilişkin sorunlarda bulmuş olsa da çağımızda sanata ilişkin değerleri sadece güzellik kategorisi belirlememektedir. Bunun yanında “komik”,”trajik”, “yüce”, “çirkin”, “protesk“, “iğneleyici”, “dehşet verici”, “hoş olmayan”, ve “pittoresk“ gibi kategorileri de eklemek gerekmektedir.

Çünkü çağdaş anlayışta estetik değerler, antik dönemden temelini alan salt güzele ilişkin dogmatik yaklaşımlardan kurtularak, negatif ve pozitif değerler bütünleştirilmiştir. Bu durum nesneye ilişkin somut değerlerin insan varlığının organik algısının sonuçlarını değerlendirmekten öte, yüksek benlik boyutundaki farkındalıkla özdeş hale gelmiştir.

Ancak çağdaş anlayış yüzyıllar boyunca ayrı tutulmuş olan işlevsellik ve estetik değerlerin birleşmesini sağlayan endüstri ürünlerini ortaya koymuştur. Sanata ilişkin yaratma süreçleri sonrasında ortaya çıkan resim ya da heykel nesnesine öncelikle estetik değerler açısından yaklaşılmaktadır. Mağara duvarlarında gördüğümüz ilk örneklerin iletişim, büyü ya da inanca dayalı dürtülerle yapıldığını düşündüğümüzde egemen değerin işlevsellik olduğunu görebiliriz. Ancak özellikle artı ürüne dayalı yaşanan gelişim süreci sonrasında elde edilen artı zaman ve artı enerji yaratma süreçlerini salt işlevsellikten kurtarmış ve insan varlığının yüksek benliğini nesneye aktarmasını sağlamıştır. Bu aşamadan sonra işlevsellik, yaratma sürecine giren insan varlığı için tek dürtü olmaktan çıkmıştır. Mağara duvarlarındaki resimlerden Gotik üslubun sona kadar yaratılan eserlerde işlevsellik ve estetik değerler birbirlerini tamamlayan unsurlar olarak yer almışlardır.

Rönesans üslubuyla birlikte, işlevselliğin bir kenara bırakılarak yaratma süreçlerine girildiği görülmektedir. Empresyonist anlayışla birlikte işlevsellik tamamen geride bırakılarak sanata ilişkin yaratma süreçleri adına işlev, sınırlayıcı bir unsur olarak görülmüştür. Sanatsal yaratıda özgürlük, işlevden uzak durmakla özdeş algılanmaya başlamıştır. Gerçekte de sanat olgusu sınırlardan uzak bir yaşantıyı ifade etmektedir. İşlev yaratma süreçleri için öncül bir sınır koymaktadır.

Günümüzde endüstriyel tasarım ürünleri sahip oldukları estetik değerler ile kullanıcıda bir hoşlanma duygusu yaratırken, işlevsellikleri ile de kullanıcıya fayda sağlarlar.