Makaleler Makale ve Araştırmalar Makaleler Aktütün Bize Ne Anlatıyor - 3
Makale Başlığı: Aktütün Bize Ne Anlatıyor - 3

Aktütün Bize Ne Anlatıyor - 3

Yazar: Zafer Kalfa • Eklenme Tarihi: 07.10.2008 • Görüntüleme: 4.455

Özet:
Gerçekten de Aktütün Karakolu’nun halâ korunamaması ilginçtir fakat bırakın Türk Ordusu’nu dünyanın en sıradan ordusu bile böyle bir hataya düşmeyecek kadar olgundur. Mesele, hükümetlerin ve medyanın baskılarından bir an olsun kurtulabilmektedir. Asker, o anı beklemektedir.

Kelimeler:

3. bölüm 

    PKK’ya açık destek veren bir ülkeyi kendine müttefik kabul etmiş bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıyayız. Trajik bir haldir bu. ABD, Irak’ta konuşlanmıştır ve amacı tabii ki İsrail ortaklı bir güç alanı oluşturmaktır. Bu hakikât ısrarla tozlandırılmaktadır. Süleymaniye tuzağı ABD’nin TSK’ya ne kadar müttefik olabileceğini açıkça göstermiyor mu? Neden halâ ABD’yi ve onunla işbirliği yapan hükümetleri masum kabul ediyoruz? 
    Türk askeri, 90’lı yıllarda PKK’yı yerle bir ettiğinde PKK ancak İsrail, İngiltere ve ABD desteği ile ayağa kalkabilecek kadar bitkindi. Sizce bugün nasıl ayakta duruyor?
Bir ülke, askerinin kafasına çuval geçiren bir yabancı ile nasıl ve neden müttefik olur? Türkiye bu gerçeği nasıl göremez? Dahası, PKK’yı Irak’ta destekleyen ABD, PKK ile mücadelede Türkiye’ye neden istihbarat versin? Hangi akıl, hangi mantık bunu onaylayabilir? Sadece terör konusunda değil ekonomik ve kültürel alanlarda da mazlum milletlerin her daim düşmanı olan Birleşik Devletler yönetimiyle stratejik ortaklığımızın sebebi nedir?Dahası, bu bir ortaklık mıdır yoksa bağımlılık mı?
Aktütün Karakolu’nun mevzi sorunu medyanın çok abarttığı bir meseledir. Gerektiğinde hava desteğiyle bu karakol gereği gibi korunabilir. Pek ala; hava desteği nasıl gelecek? Çağrıldığı takdirde. Neden çağrılır? Bir saldırı şüphesi doğarsa. Yani bir saldırı istihbaratı alınırsa... Hani Pentagon, uzaya gönderdiği kameralarla gömlek cebimizdeki kalemi bile görüyordu? Hakkâri dağlarındaki 250 kişilik terörist topluluğu nasıl göremiyor? Türkiye, Aktütün’de, koca bir yalana kurban gitmiştir. Hükümetlerdeki Amerika sevdası TSK’yı Pentagon’un eline mahkûm etmiştir. Efendiler; ABD’nin istihbaratını Türk askeri değil PKK almaktadır. Aktütün Karakolu’nun savunmasız olduğu o an Pentagon istihbarat birimlerince PKK’ya bildirilmiştir. Ne de olsa ABD ordusunun bir ayağı da hemen sınırımızda, Irak’tadır. Irak’ın kuzeyiyle Türkiye’nin güneyine yerleşen ABD birimleri, Türk birliklerinden aldığı raporları hemen arkasına dönüp PKK kamplarına göndermekte ve baskınlar için gerekli zemini oluşturmaktadır. 20 yılı aşkın bir süredir bölgede hâkimiyet kuran Türk birlikleri, bu kadar kolay pusuya düşemez. Bu işin içinde başka iş var. Artık anlamalıyız. 
    Medya, Genelkurmay’ın dağlık araziler konusunda gerekli tedbirleri almadığını ima ediyor. Aynı medya, emekli subayların ABD ile istihbarat paylaşımını konusundaki uyarılarını görmezden geliyor.
TSK, Amerika sevdalısı hükümetlerin elinde kalmıştır. TSK, ABD’nin sahte raporlarına teslim edilmiştir. Gece yarılarında, dağ başlarında nöbet tutan evlatlarımız Coni’nin bilgilendirmesine mahkûm edilmiştir. Türk askerinin kaderi maalesef Coni’nin elindedir. CIA ve diğer haber alma birimleri, TSK ile sözde istihbarat paylaşımı yaparken gizli gizli sırıtmakta ve sonra askerlerimizin pusuya düşürüldüğü anı keyifle izlemektedir. Belki kendi aralarında “vay aptallar, nasıl da inandılar!” bile demektedirler.
Gelelim işin Genelkurmay boyutuna. Genelkurmay, bu bilgi akışına itibar etmekte midir? Hayır. ABD’nin bizim için çalıştığına inanmakta mıdır? Elbette hayır. O halde neden susmakta ve gencecik askerlerimizi bu adî tuzağa terk etmektedir. Çünkü TSK, Soros medyası tarafından kuşatılmıştır. Yüzyıllardır, hiçbir askeri gücün dize getiremediği ordumuz G. Soros destekli medya tarafından çaresiz bırakılmıştır. Ordu darbecilikle o kadar çok suçlanmıştır ki TSK’dan çıkacak en ufak sesin bile halkta infial yaratması an meselesidir. TSK, Avrupa Birliği’ne karşı çıkacak olursa yobaz, ABD’ye kafa tutacak olursa mollacı, hükümete karşı çıkacak olursa darbeci addedilmektedir. CHP’sinden AKP’sine mecliste bulunan bütün partiler de aylardır sürdürülen bu bilinçaltı saldırısına neredeyse ortak olmuşlardır. Bu nedenle, TSK’nın artık tek atış hakkı kalmıştır. TSK, terörü ya tek kalemde bitirecek ve bunun için Irak’ın kuzeyine tek başına girecek ya da sonsuza dek susacaktır. TSK, ya gerçek müttefiki olan İran ile PKK’nın imha haritasını çizecek ya da Coni’lerin kalkanı olacaktır. 
    Gerçekten de Aktütün Karakolu’nun halâ korunamaması ilginçtir fakat bırakın Türk Ordusu’nu dünyanın en sıradan ordusu bile böyle bir hataya düşmeyecek kadar olgundur. Mesele, hükümetlerin ve medyanın baskılarından bir an olsun kurtulabilmektedir. Asker, o anı beklemektedir.